top of page
  • Yazarın fotoğrafıIU TEAM TURKEY

IU'nun Belgeseli: 'Pieces: 29 Yaşın Kışı' - Röportaj kısımları + Uaenalara gizli mektup


S1. Bu albümü yayınlama sebebin nedir?

Bunu senenin başından beri planlıyorduk ve bunların hepsi hayranlarımın bildiği şarkılardı. Hayranlarım şarkıların küçük bir kısmını ya da hepsini biliyorlardı ve bunları da mutlaka yayınlanmalarımı istiyorlardı. “Drama” gibi bir şarkıyı kendime saklayalı 10 yıl oldu. Bu yüzden kısacası 30’lu yaşa gelmişken, bu yaşlarda daha da ilerlemeden, 20’li yaşlarımdaki deneme niteliğinde olan şarkıları gerçekleştirmiş oldum mu desem? Böylelikle bu albümü hayranlarıma bir hediye ve müzik ile ilgili uğraşlarımda yeni bir başlangıç olması niyetiyle yayınlamaya karar vermiş oldum.


S2. “Pieces” (Parçalar) albümünü tanıtır mısınız?

Müziğimle sürekli olarak ortaya koyduğum kesitlerin arasındaki parçaları birleştirip halka sundum diyebilirim. Yayınlanmamış ya da yayınlanmaya gerek duyulmamış parçalardan oluştuğu için albüme “Pieces” ismini verdik.


S3. “Pieces” şarkılarını tanıtır mısınız?

İlk şarkılar “Drama” ve “You”, bunları sırasıyla yaklaşık 20 ve 24 yaşındayken yazdım ve “Next Stop” şarkısı ise 25 yaşında yazmaya başlayıp 26 yaşında bitirdiğim bir şarkı. "Winter Sleep" ve "Love Letter"ı da 20'lerimin sonunda, 27-28 yaşlarımda yazdım. Yazması bir yılı bulan birçok şarkım olmuştur. Mesela 20'lerimin ortasında yazdığım "Next Stop" ve 20'lerimin sonlarında yazdığım "Winter Sleep" ve "Love Letter". Bu şarkıları yayınlamayı hiç planlamamıştım çünkü dediğim gibi bunlar denemelik şarkılardı ve tamamlanmaları da böylelikle çok uzun sürmüş oldu.

S4. Bu albümün önceki albüm hazırlıklarından farkı neydi?

Daha az baskı hissettim... Çünkü bu şarkılar zaten ara ara hayranlarıma dinletilmişti bile. Yoksa genelde "Acaba bu şarkıyı beğenirler mi?" diye düşünüp stres olurum. Ancak bu sefer ortada pek bir belirsizlik yoktu çünkü en başından bu şarkılar sadece hayranları düşünerek bestelendi ve bu şarkılar çoktan hayranlar tarafından çok seviliyordu bile. Albümün listelerde nasıl bir sıralama yapacağını düşünmeden edemiyorum. Bir prodüktör olarak albümün ne kadar satış yapacağını ya da müzik sitelerinde nasıl bir etki yaratacağını düşünmeden edemiyorum. Ancak albüm, başından beri belli bir sebeple (sadece hayranlar düşünülerek) bestelendiği için kesinlikle diğer albümlerden çok daha farklı olduğunu hissetmiştim.


S5. “Pieces”daki şarkıların sıralamasının altında yatan anlam nedir?

Şarkı listesinin sıralamasına, insanların, albümü bir bütün olarak göreceği varsayımıyla karar veriliyor. Albümün yapısı ile dinleyiciye (giriş, gelişme ve sonuca bağlama) “bütün bir kitabı dinliyorum” hissi yaşatmak isteniyor ama her şeyden önce, başlangıç kısmı gerçekten önemli.

Hangi şarkıyı 1 numaralı şarkı olarak vereceğime karar vermek hem stratejik olarak hem de hikayemi nasıl anlatmak istediğim açısından önemli bir nokta ancak bir şekilde birçok hayranın en çok beklediği “Drama”yı başa koymaya karar vermiş olduk.

Şarkının kendisi gerçekten güzel bir his veriyor ve bu albümde göstermek istediğim şeyin temasını en çok yansıtan şarkının bu olduğuna inanıyorum.

Bu şarkının neden bu kadar uzun süredir yayınlanmadığının ardındaki hikayeyi hayranlarla her zaman paylaşmıştım ve sadece “Drama”yı dahil etmenin bile hayranların bu albüme sahip olması için yeterince anlamlı olacağı düşüncesiyle, bu şarkının ilk şarkı olarak yer alması gerektiğini düşündüm. Daha sonra, 2 numaralı şarkı çokça vurgulanması gereken hikayelerden oluşan bir şarkı olmalıydı ve insanların en çok dinleyeceğine inandığım şarkılar da genellikle 2 ve 3 numaralı şarkılar olarak yer alacaktı. “Next Stop” ve “Winter Sleep”in sıraları işte böylelikle belirlenmiş olmuştu. Ardından, sonraki şarkıların (“Love Letter” ve “You”) sırasına daha kolaylıkla karar verilmiş oldu ve kısacası albümün şarkı sıralamasının hikayesi bu şekilde diyebilirim.


S6. “Pieces” kelimesi nasıl ortaya çıktı?

Bu birdenbire aklıma gelen bir fikirdi ama bir an, “Neden direkt ‘소품집’ (Alıştırmalar: Küçük parçalar koleksiyonu için kullanılan müzik terimi) demiyoruz?” diye düşündüm. Fakat bu isim fazla basit geldi. Yaygın olarak kullanılan bir ifade olduğu için, tam biz “Daha farklı bir şey yok mu ya?” diye düşünürken “조각집 (Pieces/Parçalar)” ortaya çıktı. (Ç/N: “Pieces” belgeselinin içinde, kırpılan şarkı tanıtımları, bu albümün orijinal çalışma adı olan “IU’s 소품집” başlığını taşıyor.)

Tabii ki bu şarkıların hepsi çok değerli, güzel anılar barındırıyor ve benim için çok değerli ancak onları resmî albümlere koyamamamın nedenleri vardı. Bu yüzden tam bir resim yerine, o resmin küçük parçaları olmalarının bana daha doğru geldiğini düşündüm.

Bu parçaları ve bu beş şarkıyı bir araya getirdiğinizde, az çok (tam) bir resim oluşturuyorlar.

Anlam bakımından bu şarkılar, benim bir albümüme yerleştireceğim şarkılardan biraz farklılar. Bu yüzden eğer “Pieces/Parçalar” olarak adlandırılırsa, söylemek istediğim şeyin daha net olacağını hissettim. İşte bu şekilde karar verildi.


S7. “Drama”nın yayınlanması neden ertelendi?

“Drama”nın uyabileceği bir albüm olduğunu sanmıyorum. Hep uydurmaya çalıştım ama 20 yaşında bestelediğim ve aslında eğlence olsun diye yaptığım bir şarkıydı. Hatta bu albümdeki diğer kendi bestelediğim şarkılarla karşılaştırıldığında, duyguları ve havası biraz farklı.

Fakat hayranlar şarkıyı çok beğenmişti ve her konserde istek şarkı sırasında şarkıyı talep eden birçok insan oluyordu. Bu yüzden bir gün yayınlayacağıma söz versem de nihayetinde bir yapımcı bakış açısından bakınca, oluşturmaya çalıştığım büyük resmi de düşündüğümde, bu şarkıyı bir albüme koymanın çok zorlama olacağını hissediyordum. Bu nedenle “Bir dahaki sefere, bir dahaki sefere” deyip durdum ve nihayetinde yayınlanması da ertelenip durdu.


S8. ‘Drama’nın şarkı sözlerine bakınca , Bana 30 yaşına girmek üzere olan IU'nun yazdığını söylemek daha inandırıcı geliyor.

Mümkün olduğunu düşünüyorum. Sözler pek yirmili yaş havası vermiyor.

Çocuk şarkısı gibi bir havası var, çok fazla teknik bulundurmayan parlak ve neşeli bir söyleme sahip. Her ne kadar havası böyle olsa bile, sözleri biraz daha olgunluk gösteriyor. Drama'nın konseptini ödünç aldım, ama sözlerini orta yaşlı bir aktör resim yapıyormuşçasına yazdığım için, şarkının içeriği 20 yaşından çok 30 yaşına oturuyor ve hatta 30 yaşından bile fazla olabilir, 40 yaşları gibi.


S9. Yirmili yaşlarını tamamlarken ‘Drama’yı söylemek nasıl bir şey?

Sesim biraz daha değişik. Zamanında, daha gençtim; çocuk şarkısı gibi söyleme fikri o zamanlar pek tuhaf değildi, pek efor harcamadan söyleyebildiğimi hatırlıyorum. Tabii, gerçi bu şarkıyı her konserde her yıl her yaşımda söyledim, kayıtlar ve canlı performanslar tamamen farklı alanlar olduğundan, şarkıyı detaylı bir şekilde kavrayıp söylemek ve yönetmenlerle ilerlemek diğer şarkılara kıyasla zordu. “Basitliği ifade etmenin sadece gençlik zamanındaki masumiyetle mümkün olduğu zamana geldim, şimdi ise bu durum üzerinde biraz düşünme gerektiriyor” diye düşünmem işi biraz zorlaştırıyor, ve sesim o zamandan beri yaşlandığından "Acaba çocuk şarkısıymış gibi söylemek azıcık tuhaf değil mi?” demeye başladım. Bunlar kendi düşüncelerim… Bu yüzden daha az neşeli söylüyorum eskiye kıyasla.


S10. Kayıt sırasında atmosfer çok iyiymiş diye duydum

Sık sık söylediğim şarkının atmosferine girerim. Üzgün bir şarkı söylediğim zaman, ışıkları tamamen kapatıp sessizce odaklanırım. Eğlenceli bir şarkı söylediğim zaman, (şarkıyı) Dans ederek ve kendimi iyi hissederek yaşamaya çalışırım. Bu beş şarkı arasından tek parlak olanı biliyorsunuz. Bilerek daha heyecanlı yaptım ve bu beni daha iyi hissettirdi.


S11. Şarkı için bizzat kendin blokflüt çalmışsın

Blokflütten çıkan sesten çok memnun kaldım. (gülüyor)

“Ah~ Blokflütü profesyonelce öğrenseydim, muhtemelen yapabilirdim. Sesten çok memnunum!” Böyle düşündüm.


S12. ‘Next Stop’ kaydı sırasında, şarkıyı My Mister'dan Jian söylüyormuş gibi düşündün mü?

Bu sefer yapmadım. Eskiden, şarkıyı bu şekilde ve bu temayla söylemeyi düşünürdüm, bu şarkı aslında dizide kullanılacaktı, (planlar) ne yazık ki suya düştü. Şarkıyı söylerken 25, 26 yaşındaki kendimi düşündüm.

Tabii ki, o parçada Jian olmasına rağmen, sadece Jian'ın teması olduğunu söylemek biraz farklı; bunlar sadece benim duygularım. Ama ayrıca, şarkı Jian sayesinde tamamlandı.


S13.‘Next Stop’ üzerinde çalışırkenki duyguların nelerdi?

Aslında, net hatırlayamıyorum. Albümdeki çoğu şarkı için geçerli. Yeni yazdığım şarkılar olmadıklarından, üzerinden on sene geçen şarkılar için de öyle, yazdığım sıra ne tür duygulara kapıldım hatırlamıyorum, ama ‘Next Stop’ için, melodinin sözlerden önce aklıma geldiğini hatırlıyorum.

Sanırım şey gibiydi “Ah!!”

O zamanlar, otobüse binip yalnız seyahat etmekten keyif alıyordum.

Eve yürüyerek dönmeden önce Gwanghwamun bölgesine tek başıma otobüsle giderdim.

Ama aklımda otobüse binmeden önce belirli bir yer olmuyordu.

Sadece bunalmış hissetmiştim ve yürüyüşe çıkmak istedim, böylece evden çıktım, ama daha çok nereye ineceğime karar vermeden çıktığım bir tur gibiydi.

Kendi kendime düşündüğümde, “Nerede insem? Nerede insem?” diye, sonunda otobüsten inmedim.

“Tercih edeceğim daha iyi bir yer olabilir miydi?”

“Burası yerine, bana daha çok uyan bir yer var mıydı?”

Bu duygulara böyle tek boyutlu bir tavırla bakan bir şarkı.

Ancak, mecazi konuşuyorum, ‘Next Station’ sadece otobüs durakları veya tren istasyonları ile alakalı değil, ayrıca kendi hayatım hakkındaki ‘Hayatta şu an olduğum yerin olmam gerektiği yer olduğunu ne zaman bileceğim ve alışıp kabulleneceğim?’ düşüncelerimi ifade ediyor

Bu şarkının sözlerinin temelini yirmi beş yaşındaki halimin tek başına otobüse binip nerede ineceğine karar verememesiyle ilham alıp yazdım.


S14. 'Next Station' ne anlama geliyor?

Varış noktası, sanırım? Hayattaki yönüm olarak neye karar vermem hakkında. Aslında bence bu yaş aldıkça farkına vardığınız bir şey değil, tekrar tekrar düşündüğünüz bir şey. Ne kadar kaybolmuş ve sıkıntılı hissettiğim hakkında bir şarkı, çünkü aradan 4-5 yıl geçmiş olmasına rağmen, Sanırım hala gideceğim yere karar veremedim ve “inmek istediğim yeri”, “sonunda varmak istediğim yeri” ve “hayatımda yerleşmek istediğim yeri” merak ediyorum.

S15. Hâlâ nereye ineceğin konusunda her zamanki gibi dertli misin?

Bu doğru. Bunun neresi olacağından emin değilim. Merak ediyorum, 'Hayatımda buna gerçekten net bir cevap bulabilir miyim?' diye.


S16. 'Winter Sleep' gizli bir şarkı mı?

Bu muhtemelen hayranların hakkında en az bilgiye sahip olduğu şarkı.

Hatırlayabildiğim kadarıyla, 2018'de Hotel Del Luna sona erdikten sonra bir hayran buluşmasında, hayranlarım benden kendi bestelerimden birini orada söylememi istediğinde şarkıdan bir mısra söylemiştim. (Ç/N: 2019'daki 11. çıkış yıldönümü fan buluşmasından bahsediyor) Bu onlar için ilk ve son bilgiydi, ama aslında bu yıl (2021) çıkan bir IU ürününde bu şarkı için başka bir ipucu vardı. (Üründe) İlk sayfada 'bir demet ilbahar, bir fincan yaz, bir sayfa sonbahar, bir nefes kış' yazıyor. Yıl boyunca günlüğü (ürün) kullanıyor olacaklardı, bu yüzden bunun günlüğü alan kişilerle geçirecekleri yıl arasında çok önemli bir aracı olacağını düşündüm. Bu yüzden not aldım ve dört mevsimin benim için ne anlama geldiğini ve bir yılın benim için ne anlama geldiğini ticari ürünler aracılığıyla açıkladım ve bu, 'Winter Sleep' ve şarkı sözlerinde kullanılan ifadeler için ipucuydu. Belki şarkı yayınlandığında bunu fark ederler.

S17. 'Winter Sleep' şarkısını tanıt lütfen

Yazmaya ilk başladığımda şarkı ölümle ilgiliydi. Ve bitirdiğimde de.

O zamanlar benim için değerli birinin vefatını, bu dünyadan gittiklerini kabullenemediğimi ve onları hatırlamak için çok çabalayışımı, yanımda olduklarını hayal edişimi betimlemek istedim. Ölümlerinden sonraki yıldaki ilkbahar, yaz, sonbahar, kış… Sanki arkadaşıma, gidene bir hikaye anlatıyormuşum gibi…

"Onları göremezsin, ama odanın önüne daha açmamış bir buket bahar, döktüğüm bir bardak yaz, parçaladığım bir sonbahar sayfası, ve seni görme arzumu aşıladığım bir kış nefesi bıraktım" Onları ne kadar çok özlediğim hakkında konuşup duruyormuşum gibi gelebilir, yine de onlara mesaj gönderiyorum "Ben iyiyim," ve ayrıca "Sizi özledim" diye.

Bu birinin yokluğuyla, birinin artık burada olmamasıyla ilgili değil - bu daha çok, evcil hayvanı Gökkuşağı Köprüsü'nü geçtiğinde birinin hissedeceği gibi bir şeyle ilgili.

Ben de “Bu kadar ani giden merhumun ailesi ve dostları ölümlerini bu şekilde kabul etmezler mi?” düşüncesiyle yazdım.

Sonsuza kadar üzülebilirler ve tamamen kırılabilirler (ölümleriyle), ama şarkı şu fikirle dolu: "1 yılı, 12 ayı yaşadım sensiz... seninle." “Ölümden sonraki bir yılı böyle geçirmeleri mümkün değil mi?” diye düşündüm.

S18. 'You' şarkısının adının arkasındaki neden nedir?

Bu şarkıyı da yayınlamayı planlamadığım için (gülüyor), bir başlık bulmak için çok çaba sarf ettiğimi düşünmüyorum.

Ancak hayranlar, hayran buluşmaları sırasında şarkıya o kadar çok sevgi gösterdi ki, şarkı bir ünvanı hak etti.

Çok fazla şans içeren bir şarkı.

Ve ün de kazandı.

S19. Şarkı adlarını veya albüm adlarını ne zaman buluyorsun?

'Next Station' gibi şarkılar için, "Bu şarkı için başka bir isim olamaz ki?" diye düşünmeye eğilimliyim. Ve böylece başlığa hemen karar veririm. Ama adını çok geç bulduğum 'Through the Night' gibi şarkılar da var. 'Love Letter' da o şarkılardan biri, adını çokça ıstırap çekerek buldum. Şarkıdan şarkıya fark ediyor.

S20. Şarkı yazarken arkadaşlarını motif olarak kullanmanın nedeni nedir?

Bana doğal geliyor. Sevdiğim bir şey ya da biri varsa, onun hakkında da doğal olarak bir hikaye uydurabilirim diye düşünüyorum. Tabii onlarca şarkıdan oluşan uzun bir albüm hazırlarken şunu da fark ettim, sözleri sadece bana doğal olarak gelen temalardan yola çıkarak yazsaydım söz yazarı olarak çalışmak imkansız olurdu.

Yazması kolay, söylemesi kolay ve ona bağlanması kolay oluyor (arkadaş motifi).

Aşk benim için her zaman bir ilham kaynağı olmuştur.


S21. Seni bulan sözlerle senin bulduğun sözler arasındaki fark nedir?

"Beni bulan sözler" ile "Bu kelimeyi daha önce kullanmamıştım ama aklıma geldi" durumunu yaşadığım sözleri kastediyorum. Bazen gerçekten böyle oluyor.

"Bu an çok büyüleyici" diye gerçekten hissettiğim zaman "Through The Night" sözlerini yazdığımdaydı, bunca zaman o kelimeler gerçekten içimde miydi diye düşünmüştüm. Aniden kendi kendilerine bana geldiler ve içimde bir yer bile buldular. Ve "Ne ara bu dizeyi yazmayı bitirdim?" diye düşündürdüler bana.

Beni bulmakta zorlanan kelimelerden sonra, bu kelimeler toplu halde gelmişti. Öyle bir andı ki "Bu kadar çok söz nasıl bu kadar kısa sürede aklıma geldi..." diye düşünmüştüm. Bazen tam sözlerin değil de cümle ya da birkaç kelimenin birden bana geldiği anlar da oluyor. Bu albümdeki şarkıların çoğu öyle ortaya çıktı.

Bir yandan, çoğu zaman aktif olarak kelimeleri bulmam gerekiyor. Bu genellikle aşırı uzun sürüyor. Kelimeler bana gelmeden önce onların yerini boş bırakıyorum. Sonra o boşluklara uyabilecek kelimeler getirip deniyorum.


S22. Başta başka bir şarkıcıya verdiğin 'Love Letter' şarkısının anlamı nedir?

Benim hikayem değil, şarkıyı roman ya da drama gibi düşünüp yazdım. Şarkıyı yazarken yaşlı bir çiftin hikayesi olarak düşünmüştüm sanırım. Şarkı bir tarafın öbür tarafa, o bu dünyadan gidince üzülmemesini söylemesi hakkında. Dolayısıyla yaşlı bir çiftin konuşacağı şekilde yazdım. Yaşlı bir çift hakkında oluşunu bilerek belli ettim. Arasına kitap ayracı koyacak kadar kalıcı olan yaşanan en göz kamaştırıcı anılardan bahsederek, 'Gittim diye beni düşünüp üzülmezsin umarım, beraber geçirdiğimiz anılar var sonuçta. Anılarımızı anımsayarak ve beni o zamanlardaki gibi hatırlayarak gülümsemeni istiyorum.' diyeceğini düşünerek yazdım.


S23. “Love Letter”ı tekrar seslendirmenin nedeni nedir?

Çok bağlı olduğum bir şarkı. Beş şarkının hepsine bağlı olsam da, bu şarkı benim için çok değerli, aynı zamanda henüz yeterince büyümediğinden daha çok ilgilenmem gereken çocuğum gibi.

Seunghwan şarkıyı çok iyi söylemişti. Ama çok farklı bir hava, düzenleme ve bpm'de sunulmuştu. Seunghwan'ın şarkıya olan yorumu zaten benimkinden çok farklıydı. Onun versiyonu çok daha modern ve sofistike. Ona gönderdiğim kılavuz versiyonundan çok farklı olması hoşuma gitmişti ve 'Ah, bu çok ilginç' diye düşünmüştüm. Başka bir sanatçıya, güvendiğim bir vokaliste bizzat bestelediğim şarkıyı verdiğim ilk seferdi ve bir vokalistin yorumunun şarkıya ne kadar renk / tarz eklediğini görmek ilginç bir deneyimdi.

Dolayısıyla kendi versiyonumu yayınlarsam 'aynı şarkı olsa da çok farklı gelebilir' diye düşündüm. Aynı hikayeyi anlatıyor olsalar da 'Love Letter'ı Seunghwan'ın ve benim versiyonumla dinlerseniz ikisini benzer ama aynı zamanda farklı bulursunuz gibi geldi. 'Love Letter'ı 'şarkının tamamlanması için benim versiyonum da hesaba katılır umarım' diye düşünerek söyledim.


S24. IU’nun yirmi yaşından bahseder misin?

Doğrusu, oldukça anlamsız geçtiği için beni üzen bir yaştı. Yani, 10'lu yaşlardan 20'ye geçince özel bir yanı olması gerekmez mi? Reşit oluşu belirten bir yaş sonuçta.

Ondan dolayı 20 yaşında olmayı sabırsızlıkla bekliyordum, ama özel bir şey gerçekleşmedi. O zamanlar çok daha depresiftim, ve şimdiye göre sosyal becerim kötüydü. Ondan dolayı 'yirmi yaşına girdim diye hayatım büyüleyici bir şekilde daha ilginç ya da farklı bir hal almayacak' gerçeği dolayısıyla hayal kırıklığına uğramıştım.

Ama aynı zamanda, o zamanlar bu tarz soruları çok almıştım sanırım.

Böyle dürüstçe cevap veremediğimden, 'Çok mutluyum, heyecanlıyım' gibi cevaplar uydururdum ve sanırım bu biraz beni suçlu hissettirirdi.


S25. Yirmili yaşlarının işle dolu olmasına pişmanlığın var mı?

Doğrusu, hiç yok. Gençken daha çok gezinmeliydim diye düşündüğüm oluyor ama hep 'sen gezmeyi sevmezsin ki,' 'doğru, aynen' gibi düşüncelerle bundan vazgeçiyorum. Eminim bunun için şansım olsaydı da çok heyecanlanmazdım.

Çünkü çok gezinmeyi sevmem... o zaman da şimdi de böyle.

Eğer işle kendimi meşgul etmesem hep evde boş boş dururdum, ondan dolayı vaktimi bundan daha faydalı bir şekilde geçirdiğim için mutluyum. Çünkü sıkı çalışmak her zaman iyidir. Ondan dolayı pişmanlıktansa 'ah, sanırım yirmili yaşlarımda bu kadar sıkı çalıştığım için otuzlu yaşlarımda daha rahat yaşayabileceğim' diye düşünüp minnettar oluyorum. Yirmili yaşlarında sıkı çalışan bana.

Benim için çalışmak en eğlencelisi. Yapabileceğim her şeyin arasında yani. Yakınlarım çalışmadan öylece duramadığımı söyler hep. 'Çalışmıyorken gerçekten yerinde duramıyorsun, ve dinlenmen söylendiğinde oturup iş hakkında düşünüyor, plan falan yapıyorsun' tarzı çok şey duyuyorum. şu an yirmi yaşıma dönsem yine böyle olacağını düşünüyorum.

10 sene geçse de, yirmi yaşındaki ve otuz yaşındaki beni oluşturan parçalar çok da değişmedi. Hala dışarı çıkmayı sevmiyorum, kalabalık ortamları da sevmiyorum. Yani o zamanlara tekrar dönsem, yine çalışıyor olmaz mıydım?


S26. IU'nun yirmili yaşlarını temsil eden bir şarkı söyleyecek olsan?

Yirmili yaşlarımı temsil eden bir şarkı seçecek olsam...

Bu yine kriterlerimin ne olduğuna bağlı, ama mutlaka dahil etmem gereken şarkı 'Friday' olurdu.

'Through the Night' da var... 10 şarkı çok mu olur?

Daha sonra 'Bu şarkıyı da dahil etmeliyim!' diyebilirim ve liste uzayıp durar. Ama tam şu an aklıma gelen şarkılar  ‘Friday’, ‘Through the Night’, ‘Palette’, ‘Twenty-three’, hmm… sonra ‘Full Stop’.

‘Knees’ ve ‘Heart’ da listede olmalı, değil mi?

‘Celebrity’, ‘Epilogue’, ‘Dear Name’ ile de toplam 10 şarkı.


S27. Her şeyi bizzat yönetme sebebin nedir?

Oyuncu IU'yu en iyi tanıdığım için (çevirmen notu: 'oyuncu', IU'yu eğlence endüstrisinin 'oyununda' kontrol edilen biri olarak ifade ediyor), onun hareketlerini kontrol edebilecek en iyi kişi olduğuma karar verdiğimden beri, ayrıca ben kendimi birden çok şekilde kullanmada en iyisiyim, bu yüzden yapımcı rolünü üstlenmeye devam ettim. 30'lu yaşlarımda, prodüksiyonu benim için başkasının yapmasına izin vermeyi düşünüyorum. 20'li yaşlarımda yapmak istediklerimi yeterince yaptığımı hissediyorum. Bir değişiklik olarak ilginç bir proje için yönetmenlik yapmak canlandırıcı olurdu.

 

S28. Objektifliğini kaybedeceğinden endişelenmiyor musun?

Önümüzdeki yıl nasıl olacağımdan emin değilim, ancak kariyerimin neredeyse 15 yılı boyunca bu, kendime güvendiğim bir şey oldu. Kendim hakkında objektif olmakta iyiyim. Gereksiz kelimeler beni heyecanlandırmıyor, gereksiz kelimeler beni incitmiyor ve bu konuda şimdiye kadar iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorum. Bu dünyada, şu anda hayatımdaki insanlar arasında, 'Kendimi en iyi ben tanıyorum' ve 'Kendimi kariyer anlamında iyi tanıyorum' diye düşünüyorum. Ve sonunda bende işe yaradı (gülüyor) bu yüzden doğru kararı verdiğimi düşünüyorum.

(çevirmen notu: IU, objektifliğini koruduğu için kendi üzerinde en iyi şekilde çalıştığını bildiği zihniyeti kastediyor)

 

S29. Kendin hakkında tamamen objektif olmanın nedeni nedir?

Sanırım küçüklüğümden beri hep böyleyim. Daha gençken ve hatta bu mesleğe başlamadan önce… Sadece her zaman bu doğru gibi görünüyordu. Kendimle ilgili yargılarım konusunda doğrucu olma eğilimindeyim. Daha gençken kendi hakkımda daha katıydım (çevirmen notu: kendimi yargılarken) ve şimdi daha az katıyım. Sanırım bu bana ailemden geçti.

 

S30. Normal bir insan olarak Lee Jieun, ya bir gün artık ilgi odağı (spot ışıklarının altında) olmazsa?

Popülerlik kazandığım andan itibaren, bunun hakkında düşünmediğim bir an bile yok. Bazı yönlerden, henüz popüler bir ünlü olduğumu kabul etmedim. Henüz hala durumu çakamadığım için, muhtemelen asla olmayacağını düşünüyorum. Sevilmek de benim bir parçam (çevirmen notu: kim olduğumun bir parçası) ama bunun da tamamen ben olduğunu düşünmüyorum… Mütevazi davranmıyorum. İçtenlikle bu şekilde hissediyorum.

Bu nedenle, sağlıklı kalabiliyorum ve özgür olabiliyorum ve ayrıca hayranlarımla sağlıklı bir ilişkim var. Kariyerimde bu kadar uzun süre dayanabildiğim için kendimi objektif olarak böyle gördüğümü düşündüm ve aniden 'Bu bir gizli kameraydı! Aslında, IU'nun popüler olması bir gizli kameraydı!' “Truman Show” filmi gibi... 'Yani yarından itibaren, artık popüler olmayacaksın!' demelerini... Bu tür şeyleri çok hayal ettim. Bunu çok düşünürüm… Böyle zamanlarda hep kendimi uyarırdım, 'Hayatımı yaşarken arkamda bir şeyler bırakmalıyım' diye.

Bu dünyaya kendim olarak gelmeyip de IU olarak gelip IU olarak gitsem çok üzücü olmaz mıydı?

IU, Lee Jieun'ın yaptığı şeylerden sadece biri.

O sadece Lee Jieun'ın bir parçası. Ben sadece IU ile tam olarak açıklanabilecek biri değilim. Sırf buna öz-sevgi diyorsunuz diye, bu öz-sevgi midir? Bunu hep merak etmişimdir. Gerçekten üzgün hissedebilirim. (fısıltı) Ama yani o kadar da üzülmezdim sanırım. (ahhahhahaha) O kadar üzüleceğimi sanmıyorum. Ben sadece, 'Ah, 10 yılı aşkın bir süredir bunu yapıyorum, eğlendim... Eğleneceğim ve sonra bırakacağım~' gibi olurdum, sanırım gerçekten hissettiğim en yakın şey bu. Çünkü IU olarak yaşarken her gün mutlu değildim. "Nasıl bu kadar özgür hissedebilirim? Ve bu kadar hüzünlü?" Bu duyguların hepsinin bir arada olacağını düşünüyorum. Hüzün baskın duygu olmayacak ve rahatlama duygusu da baskın duygu olmayacak. 'O zaman şimdi ne yapacağım?' 'Şimdi boş zamanlarımda ne yapacağım?' diye düşünürdüm. Sanırım endişeleneceğim şey bu olurdu.

 

S31. Yetişkin olmak Lee Jieun için ne ifade ediyor?

(Dikkatlice düşünerek) Emin değilim. Bunu daha önce hayatımın bir noktasında yanıtladığımı hatırlıyorum ama şu anki bakış açıma göre yetişkin olmanın ne anlama geldiğinden emin değilim. Basitçe yaşa dayalı olarak tanımlanabilir ve artık genç olmadığınızda da bir yetişkin olarak kabul ediliyorsunuz. Gençken bir yetişkinin nasıl olacağını belli belirsiz hayal etmiştim, ama şimdi yetişkin biri oldum, hala emin değilim ve buna uyup uymadığımı bilmiyorum. Bir de merak ediyorum, 'Etrafımda böyle (önceden hayal ettiğim gibi) bir yetişkin var mı?' diye.

Elbette bazı insanlar yaşımdan bahsetmemi fazla sahte de bulabilirler…

Yaş açısından, tamamen büyüdüm, her yıl olgunlaştıkça, dünyaya ve çevremdeki insanlara karşı daha anlayışlı ve hoşgörülü olabildiğimi görüyorum. İnsanları daha çok boyutlu bir şekilde anlayabildiğimi düşünüyorum ve bazen birinin içindeki bir çocuğu keşfediyorum… 'Ah, o kişinin bir yanı hala çocuk..!' Bunu sadece olumsuz anlamda söylemiyorum, ancak bir yetişkin olarak bile, kişinin içinde gizlenmiş bir çocuk olabilir, yani "o kişinin yetişkin olarak kabul edilebilmesi için o parçanın da yetişkin olması gerekir mi?" diye düşünüyorum da.

Ama böyle bir insan bu dünyada var mı? Büyükannemde bile, onun içinde bir çocuk keşfettim. Bu sadece bizim hayal gücümüzün bir ürünü olabilir mi? Bir fantezi? Bu dünyadaki tüm yetişkinlerin sahip olduğu bir fantezi mi? Acaba bu, 'Bir noktada, şimdi olduğumdan çok daha yetişkin benzeri bir yetişkin olacağım!' gibi bir fantezi mi acaba? Benden küçük olanlardan daha çocuksu bir tavır mı? (haha) Muhtemelen şu anda böyle hissediyorum.

 

S32. Lee Jieun 'yetişkin' olarak mı kabul ediliyor?

Evet, bu kritere uygun olurdum. Benden daha genç olanların önünde yetişkin gibi davranmaya çalışıyorum, ben böyle bir insanım ve umarım böyle olmaya devam ederim.


S33. Yakın zamanda 30 yaşına girmek istemenin nedeni nedir?

20 yaşına girdiğimde '20 yaşın büyüsü' gibi bir şey olmadı ama 30 yaşına girince olacak mı diye merak ettim. 40 yaşında da aynı beklentiye sahip olacağım ama bunun için de beklentilerim çok yüksek değil tabii ki. Yine de, 30 yaşıma geldiğimde fiziksel açıdan genç (olarak kabul edilecek) bir yaşta olmayacağım bu yüzden (kelimeler kulağa acımasız gelse de) bu konuya karşı her zaman, bu tür bir kurban psikolojisine sahibim…

Çok genç yaşta çıkış yaptığım için, insanların beni genellikle genç (olgunlaşmamış) bir insan olarak gördüğü gerçeğine karşı, biraz kurban psikolojisine sahip olduğumu düşünüyorum.

'Evet gencim ama işlerimi olgunlaşmamış şekilde ilerletmiyorum ya da yapmıyorum.'

'Öyleyse, bana bir profesyonel gibi davranmaları gerekmez mi?'

'Yalnızca fiziksel olarak genç bir yaştayım ama bu kariyerimle/sosyal hayatımla çocukça uğraştığım anlamına gelmiyor…'

'30 yaşıma geldiğimde sonunda deneyimime uygun yaşa yaklaşmış olur muyum acaba?'

'Artık 20'li yaşlarımda olmadığımdan bahse girerim ki kimse beni genç bir kız olarak görmeye (devam etmeyecek), değil mi?'

Bu türde bazı beklentilerim var.


S34. 30 yaşına gireceğin ilk günkü planını bize anlatır mısın?

Hiçbir şey. Belirli bir planım yok, muhtemelen sadece~~~ aynı olacak. (Güler) Bahse girerim ki, eğer işim olmazsa gerçekten sadece uyuyacağım, uyanacağım ve etrafta dolaşacağım, sonra her zamanki gibi akşam yemeğimi yedikten sonra (tekrar) uykuya dalacağım?


S35. Ne tür 30'lu yaşlar geçirmek istersin?

Belki, fazla sorun yaşamadan geçireceğim 30'lu yaşlar? (Haha) Umarım çok sıkıntı olmaz. Umarım şartlar ne olursa olsun beni (nefret edeceğim) bir yere sürüklemez veya götürmez ve 30'lu yaşlarım huzurlu şekilde geçer. Umarım bir sanatçı olarak 30'lu yaşlarım benim için sağlam olur ve eksiksiz şekilde, çalışkan bir sanatçı olarak 30'lu yaşlarımda da çalışkan olurum.


S36. Başarısızlık hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Bu konu hakkında birkaç düşüncem var. Biraz sinir bozucu duyulmama sebep oluyor (hafifçe gülümsüyor) bunu paylaşmak bana biraz sinir bozucu geliyor… ama başarısız olabileceğimi düşündüğüm şeyleri asla yapmadım. Ahaha. Sanırım planlı şekilde ve bir dereceye kadar güvendiğim kararlar alıyorum. 'Ah, bundan pek emin değilim ama? Yine de o kadar emin değilim?' dediğim de oluyor. Bir insan olan 'ben' için, her zaman kararsızım ve emin değilmişim gibi hissediyorum. Ama bir yapımcı olarak sadece şunu söyleyeceğim. İnsanların dikkatini çekmeyecek bir şey olsaydı, onu ilk baştan yayınlamazdım bile..

Uhhurhurhurhur.

Sanırım şimdiye kadar sezgilerime güvendim.


S37. 'Pieces', içinde taşıdığın ve bu zamanda doğurduğun (bir bebek) gibi mi hissettiriyor?

Aslında, o kadar asil değilim… (gülüyor)

Bence bu albümdeki şarkılar, aslında bu konseptin tam tersi olabilir?

(*IU, albümlerine her zaman kendine sakladığı ve sonunda bu dünyaya getirdiği bebekler gibi davranır ama Pieces albümü, yıllar içinde IU'nun albümlerine konulmayan yayınlanmamış şarkılardan oluşan bir koleksiyon.)


Son söz

Ben bu röportajı yaparken ve son 2 ayda, bakış açınıza göre kısa ya da uzun sayılabilecek bu belgeseli çekerken…

Bu belgesel sayesinde gerçekten her~~ şeyi göstermek istedim. Kim olduğumu çok daha net şekilde göstermek istedim ama kendi kendime şöyle düşündüm, "Eninde sonunda bu da sadece benim bir parçam olacak." İyi bir şekilde, anlamlı bir şekilde.

Her şeyimi tek bir yere koyup 'Bu benim!!!' diyerek kim olduğumu tanımlamak gerçekten zor ve gelecekte de 'Bu çok zor olacak' diye düşündüm.

'Pieces' albümünü hazırlayarak ve kendimden benim hakkımda ipuçları gibi olan parçaları vererek, şimdiye kadar hayranlarıma çok daha büyük parçalar vermiş olmama rağmen, müziğim ve bu belgesel aracılığıyla aktarmaya çalıştığım parçalar olmadan, (resmin tamamı) tamamlanamazdı. Bu yüzden, 'Birçok yönden, bunu yapmak 'Pieces' albümünün anlamına gerçekten uyuyor' diye düşündüm. O yüzden bugün olmasa bile bunları bir gün söylemek istememin nedeni buydu…


Uaenalara Gizli Mektup



"Uaenalar hayatımda en merkezdeki puzzle parçası :)

Her zaman orası uaenaların yeri olacak 🤍 🧩


- Jieun"




Çeviri: J'ieunesse, jieunny, Aichan, Dionysiyos, maeum, Flos Lunae, seymae, fyznr

Kaynak: IUteamstarcandy

323 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page