top of page
  • Yazarın fotoğrafıIU TEAM TURKEY

[221020] IU’nun Vogue Korea röportajı - “Ara sıra geçmişe bakmak onu daha anlamlı kılıyor değil mi?”


‘Vogue’da, Jamsil Olimpik Stadyumu’nda konser veren ilk Koreli kadın solo sanatçı olan ve  Gucci’nin global elçisi olarak Milano’yu ziyaret eden IU’nun birçok fotoğrafını bir araya getirdik. IU kendi kendine “Peki ya buna dersin?” diye sordu ve daha da çok eğlenmeye başladı.

 


S: Gucci’nin global elçisi olarak Milano’da 2023 İlkbahar/Yaz koleksiyonunun gösterimine katıldın. Koleksiyonla ilgili unutamadığın bir şey oldu mu? Beğendiğin herhangi bir görünüm veya öğe?

IU: İçeri girdiğim an gösteri mekanının küçük ve rahat olduğunu hissettim. Çok fazla oturacak yer de yoktu. Sonra,gösterinin ortasında, sahnenin ortasındaki bir bölme duvar kaldırıldı ve bunun bir çıkartma gibi olduğunu ve diğer tarafta başka bir gösteri olduğunu fark ettim. Sahnenin kendi taraflarından yürüyen ikiz modeller ortada buluşup ele tutuştular. Görsel ya da sembolik olarak ilginç bir performanstı. Tulumları severim ve bu sezonda tulumlar vardı. Benim bedenimde de var mıdır merak ettim. Heyecanlandım!

 

S: ‘Twinsburg’ koleksiyonu sırasında bu kez sahneye 68 çift ikiz çıktı. Yaratıcı yönetmen Alessandro Michele'in annesinin de bir ikizi var, bu yüzden kendi kişisel deneyimlerinden ilham aldı. Bence sanatçıların hayatlarındaki küçük tecrübeleri atlamama ya da alıştıkları hayatların karşıt yönlerini kaçırmama ve bunu sanata dönüştürme becerilerine sahip olmaları gerek. Bence senin müziğin yoluyla hikayeler anlatıyor ve kendini şarkı sözlerinle eşsiz bir şekilde ifade ediyor oluşun bunun bir örneği. Günlük deneyimlerini nasıl müziğe dönüştürüyorsun? Gözlem yapıyor musun, not alıyormusun ya da madalyonun diğer tarafını mı düşünüyorsun?

IU: Aslında eskisine göre daha az not alıyorum. Hala günlüğüme yazıyorum ama artık yazmak konusunda takıntılı değilim. ‘Kalması gereken sözler kalacak, öyle değillerse unut gitsin’ gibi. Bir şeylere dönüşecek değere sahip düşüncelere zorla tutunmaya çalıştığım günlerden bu yana epey zaman geçti. (Ama daha fazla şarkı içeren full albümlerim üzerinde çalıştığımda, istemesem de tekrar tutunacağım belli ki.) Bugünlerde, kendi kendine şarkı sözleri yazan ve bununla nam salan bir sürü sanatçı var. Ayrıca yazmakta iyi olduğum ana temalar konusunda bayrağıma sıkı tutunurum (ÇN: iddiama sahip çıkarım) ve uzun bir süre buna tutunabilirim.Bugünlerde örüntü ve kurallara kendimi kaptırdım. Git gide fark etmeye başlıyorum ki ben günlük hayatında birçok kuralile yaşayan biriyim. Bir şey yerinden çıktığında da stres yapıyorum. Gelecekte bu gibi düşünceleri müziğime aşılayabilecek miyim merak ediyorum.

 


S: ‘Vogue’ kapak fotoğrafı çekimini Milan’daki koleksiyoncunun evinde gerçekleştirdik. Resimlerle ve antik mobilyalarla dolu bir evdi, değil  mi? Senin evin neyle dolu? Şimdi de etrafın onlarla çevrili mi?

IU: Bu soruyu duyduğum sırada etrafıma baktım, evimin sağında solunda birkaç resim olduğunu fark ettim. Zamanımın çoğunu odamda geçiriyorum ve özellikle de odamda arkadaşlarımın bana hediye ettiği ya da hayranlarımın bizzat kendilerinin çizdiği birçok resim var. Arkadaşımın stüdyosundan çıkan kanvas üzerine çizilmiş harika resimler ve birçok eskiz var. Belki de çizim konusunda sıfır yeteneğim olduğundan, ne zaman birisi bana anlamlı bir sanat eseri verse gerçekten duygulanmış hissediyorum. O kişinin sevgisini, zamanını ve emeğini içeriyor. Benim için en çok değerli olan eserler odamın kenarında toplanmış halde. Bu seferki konserimin bir kısmında da (dekor olarak) odamın o bölümünün bir kopyası vardı.


 

S: Covid-19’un yoğun yaşandığı 2020 ve 2021 yılları dışında 2012’den beri her sene solo konserlerin oluyor. Hayranlarında yüz yüze konserler vermek senin için ne anlama geliyor?

IU: Bir yıllık çiftçiliğin ardından hayranlarımla bir kutlama partisi yapmak. Bir konseri başka bir etkinlikle değiştirmek zor. Konserlerime gelen hayranlar ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır.

 

S: İlk solo konserin 2012’de ‘Real Fantasy’ idi değil mi? İlk konserinin nasıl olduğunu hala hatırlıyor musun?

IU: Canlı bir şekilde hatırlamıyorum ama elbette hala hatırlıyorum. İlk konserim için ulusal bir tur düzenledim.Konser seyircisi toplamaktan, kondisyonumu korumaya, harekete geçmeye, ilerleyen haftalar boyunca heyecanın düşmek yerine yüksek kalmasını sağlamaya kadar ne yapacağımı bilememiş ve korkmuştum. Ne yapacağım konusunda bana rehberlik etmediği ve başından beri benden birçok şey istediği için yönetmeni suçladım, ama bu seferki konserimden sonra kendi kendime “Beni güçlü olmam için yetirdiğin için teşekkür ederim” diye düşündüm ve ayrıca prodüktörle iletişime geçtim. Beni cesaretlendiren şey, 10 sene önce ilk konserimi izlemeye gelen ve o zamanlar “Sahne tek başına dolduramayacağın kadar büyük görünüyor” diyen ailemin şimdi “100 metreyi aşan bu sahne hiç de büyük görünmüyor” demesi.

 

S: Eylül’de verdiğin konser gerçekten harikaydı. Jamsil Olimpik Stadyumu’nda konser veren ilk Koreli kadın solo sanatçısın değil mi? Sahnede yaklaşık 90 kişi, birlikte hazırlık yapan yaklaşık 1300 personel ve seyircilerde yaklaşık 80.000 hayran ile. Konser hakkındaki genel düşüncelerini merak ediyorum.

IU: ‘Sahneden düşündüğümden daha fazla keyif aldım. İnsanlar kalplerini birlikte ortaya koyduğunda işler gerçekten yürüyor. Gerçekten harika insanlarla çalışıyorum. Gerçekten harika bir hayatım var.’ Böyle hissettim.

 

S: ‘dlwlrma’ YouTube kanalındaki videoda, “Konser tarihinde bir iz bırakmak istiyorum” dedin. Umduğun başarıya ulaştın mı?

IU: Evet.

 


S: 2017'deki 'Palette' konserinden 2019'daki 'Love, poet' konserine ve 2022'deki 'The Golden Hour: Under the Orange Sun' konserine kadar seninle çalışan yönetmen Jo Hyunwoo, kendisi için ‘mükemmel bir konser’ nasıldır düşüncelerini paylaştı. Genelde IU şarkı söylemeye başladığında, seyirciler sessizleşir ve sadece eşlik etmeli kısımlarda aktif olurlar ama Filipinler’deki konserinde seyirciler o kadar tezahürat etti ki müziği kendi kulaklığının içinden bile duyamadın. Bunu‘Mükemmel bir konser farklı insanlara farklı şeyler ifade eder. Bu yeni bir şekilde mükemmel bir konserdi.’ şeklinde cevapladın. Bu sefer konser hangi yönüyle mükemmeldi?

IU: 3 yıllık araya rağmen, sadece ben değil ama herkesin rolleri konusunda çok açık olduğunu hissettim. Her pozisyon için (o pozisyondaki kişi) o kişi olmalıydı. Bu konser tur içinde değildi ve sadece 2 gün sürecekti, ama eğer o güne geri dönme şansım olsaydı daha iyisini yapamazdım.

 

S: Konserden önceki gece uykuya daldığında nasıl hissettin? Ve de konserden sonra?

IU: Konserden önceki gece çok yağmur yağıyordu ve biz provaları tamamlayamamıştık bu yüzden  gün işten eve rahatsız edici bir duyguyla döndüm. Nasıl hissettiğimi anlayan arka vokalim bana “Bunu yapabilirsin” yazan bir fotoğraf gönderdi, ben de kendi kendime ‘Bu doğru, yapabileceğim her şeyi yaptım. Bir şekilde çözeceğiz’ diye düşündüm ve yatmadan önce o resmi Instagram hikayemde paylaştım. Konserin son gününün ardından after partiye gittim. Tüm zaman boyunca bunu belli etmemişlerdi ama konserin büyük çapta oluşu nedeniyle hissettikleri stresten muhtemelen, çalışanların çoğu ağlıyorlardı. Birbirlerine iyi iş çıkardıklarını, en iyisi olduklarını, birlikte çalıştıkları için minnettar olduklarını söylüyorlardı. O gece insanlığa karşı bir sevgi dalgası hissettim. Eve geç döndüm ve konser yorumlarını okudum ve uzun süredir hissetmediğim duygularla dolup taştım. Sanırım verdiğim tüm konserler arasında seyirciyi en üst seviyede memnun bırakan buydu. Bu bile her şeyi telafi etmek için yeterliydi.

 


S: Bu konser “müzikal veya olimpiyat açılış töreni” olarak nitelendirildi. Özellikle gökyüzünde bir resim oluşturan yüzlerce dron ilgiyi en çok çeken şeydi. En çok ilgilendiğin sahne ekipmanı ya da efekti neydi? Öte yandan, pratik nedenlerden ötürü vazgeçmen gereken bir şey oldu mu?

IU: Performans açısından, sanırım bu ‘strawberry moon’u söylerken gökyüzüne doğru yükselen sıcak hava balonu olur.  Bu ilk toplantıdan beri konser yönetmeninin ısrar ettiği bir şeydi. Konserden birkaç ay önce birkaç önemli personelle birlikte test sürüşü yapmak için Buyeo’ya gittik, işte sıcak hava balonu performansını bu kadar istekliydik. Balonrüzgarın yönüne göre hareket ediyordu bu yüzden hava durumuna çok fazla bağlıydı ve benim yükseklik korkum yoktur ama bir kere 10 metre yükseldiğinde şarkı falan söyleyemedim ve rüzgar yüzünden ne zaman sallansa kalbim de hopladı. Ateşe yakın olduğum için yazın binilmeyecek kadar çok sıcaktı. Yönetmen endişelerini birlikte çalıştığımız onca sene boyunca yüzünde hiç görmediğim kesin bir ifadeyle dile getirdi: “Sadece. Buna. İnan.” Ben de öyle yaptığım için mutluyum. Seyirciler çok beğendi. Feda ettiğim şey zamanım oldu elbette. Konserin adının “Golden Hour” olarak belirlenmesinin ardından arka plana günbatımını alarak bir an bile gecikmeden konsere tam olarak akşam 7’de başlama kararı aldık. Ama açık alanda verilen bir konser olduğu içinçok fazla geceye sarkmasına izin veremezdik de. Bu yüzden her zamankine göre kısa bir konser oldu ve 3 saat sürecek bir konser için hazırlandık.

 


S: Bu konserdeki en büyük sorun neydi ve nasıl üstesinden geldiniz? Öte yandan, en heyecanlandırıcı kısım neydi?

IU: En büyük sorun bendim. Bir seneden beri kulağım bana bazı sorunlar çıkarıyor. Eğer çok fazla terlersem ya da çok uzun bir süre boyunca yüksek sesle şarkı söylersem/konuşursam, kulağımdaki bir kas çınlıyor ve açılıyor ve ses içeride yüksek sesle yankılanıyor. Konserim için hazırlanırken kendimi güzelce eğittim ve büyük ilerlemeler gösterdim ama sahnede olalı epey zaman geçmişti ve bunun üzerine bu şarkıcılık kariyerimdeki en büyük sahneydi bu yüzden karmaşık düşünceler zihnimden geçiyordu. Pratik yapmaya devam ettim. Eğer kulağım açılırsa sesler bana anlaşılmaz geliyordu bu sebeple yüksek sesle şarkı söylemek konusunda dikkatli davranıyordum ve bundan korkuyordum da. Benim kulağıma tuhaf gelse de başta yüksek sesle söyleyip kaydeder sonra tekrar dinlerdim, bunu bir şekilde kontrol etmenin yolunu bulmaya çalışırdım. Bunu yapmaya devam ettikçe yavaş yavaş özgüvenimi yeniden kazanmaya başladım. Çok aşırıya kaçarsam durum daha da kötüleşebilir ama şimdilik güvendeyim. Bu durumumun yanı sıra, konser vermeye karar verdiğim anda, kendime eziyet ettim ve “Böylesine büyük bir stadyumu doldurabilecek miyim?” gibi düşüncelerle mücadele ettim. Ne zaman böyle zayıf düşüncelerim olsa kendime “Hey burası Olimpik Stadyum, onu yiyemesen bile (üstesinden gelemesen bile) bu kendini daha cesur hale getirmen için bir şans” dediğimi hatırlıyorum.

 

S: Love poem encore sahnesinden sonra, “Kulağımda bir sorun var, bu yüzden konseri hazırlarken gergindim. Bugün zar zor duyabiliyorum ama hepinizden gelen desteği sezebiliyorum.” dedin. Teşhisin ilk konduğu zaman şaşırmış olmalısın. O zamanlar nasıl hissettin ve şu anda bunu nasıl kabul ediyorsun?

IU: Teşhisi duyduktan sonra ilk olarak bunun aslında duymamla ilgili bir sorun olmamasına sevindim. İşim gereği sesimi çokça kullanmam gerektiği için, ne yapacağımı şaşırmış olsam da bunun sağlığım ve sevdiğim bu iş hakkında daha mütevazi duygular beslemem için bir şans olduğunu düşünüyorum. Hayal ettiğim kötü senaryolardan hiçbiri gerçekleşmediğinde ve konserimi başarıyla tamamlamayı başardığımda, o noktada ne kadar minnettar hissettiğimi asla unutamayacağım. Makaleler yayınlandıktan sonra birçok insan benimle iletişime geçti. Bende numarası olmayan kıdemlilerimden bile mesaj aldım. Etrafımda bu durumda olandüşündüğümden daha fazla insan vardı. Kulaklarımızı ve boğazımızı çok kullandığımız için birçok şarkıcı da aynı sorunla karşı karşıya kaldıklarını açıkladılar ve cesaretlerini ve kendi ipuçlarını benimle paylaştılar. Ayrıca ben de benden yardım isteyenlere elimden geldiğince yardım ettim. Sahnede duran birinin bakış açısından, paylaştığımız sempati ve destek bağı bana çabucak iyileşebileceğim konusunda güvence verdi.Bu son zamanlarda insan sevgisiyle dolup taştığım bir diğer bölüm oldu.

 

S: Geçenlerdeki ‘The Golden Hour: Under the Orange Sun’ konserin sırasında, hiçbir eşlikçi olmadan eight şarkısını söyleyerek (konsere) başladın.  Daha önceden bu şarkıyı günbatımı sırasında söylemek istediğinden ve bunun uzun zamandır planladığın bir şey olduğundan bahsetmiştin peki ama konserin açılışını bu şekilde yapmaya karar vermene sebep olan şey neydi?

IU: 'eight', 28 yaşımdayken, Covid-19’un hüzünlüzamanlarında ve kendimi güçsüz hissettiğim, her şeyden yorulduğum bir dönemde çıkardığım bir şarkıydı. O zamanlar yüz yüze konserler veremediğimden izleyicilerden de güç alamıyordum. Bu yüzden performans sanatları yeniden aktif hale gelir de konser verecek olursam eğer ilk şarkı olan 'eight'igüçlü bir şekilde söylemem ve her şeyden bıktığım zamanlara bir son vermem gerektiğini hissettim. Set listesine karar verdiğimiz süre boyunca konumunu hiç değiştirmeyen tek şarkıydı o.

 


S: Konserin sırasında, “Palette” ve “Good Day”i söyledikten sonra, onları listeden çıkaracağını söyledin. Dedin ki “Şimdi 30 oldum ve anılarımı o zamanlar hissettiğim kadar iyikarşılıyorum. Bu şarkılara tutunmak için artık bir sebebim yok.” Zamanla ‘Marshmellow’ gibi şarkıları mezun ettin değil mi? Işıltılı geçmişinden vazgeçmek kolay değil, şarkılarını mezun etmen için bir sebep var mı? Bence bu senin gelişimini de gösteriyor.

IU: Bence ara sıra geçmişe bakmak onu daha anlamlı kılıyor. Yeni şarkılar çıkarmak için sıkı çalıştığımdan her sene konserlerimde benzer bir yapının olmasından kaçınmak isterim. Haberlere aktarılış biçiminde bazı yanlış yorumlar var ve normal set listesini oluşturan kilit parçaların dışındabırakılacak olsalar da encore sırasında veya daha serbest bir atmosferde, seyirciler isterse onları yine de söyleyebilirim.Mezun olan şarkıların boşluklarını doldurmak için yeni şarkılar üretmeye devam etmek de benim isteğim, bu yüzden umarım hayranlarım bu yüzden çok hayal kırıklığına uğramazlar.

 

S: Yukarıda bahsettiğin bu seçiminin 30 oluşundan kaynaklanıyor gibi görünüyor. 30’larına başlamanla birlikte senin için herhangi bir duygusal değişim de oldu mu?

IU: Sanırım artık her şeyin 'bu ya da bu şekilde' olması gerektiği saplantımdan kurtulma zamanım geldi. Kendi kendime ‘Peki ya buna ne dersin?’ diye düşünmeye başladıkça birçok şey benim için daha keyifli hale gelmeye başladı. Bu günlerde, hayattan zevk alıyorum.

 

S: Konserinin bitmesiyle, filmin ‘Dream’in yayınlamasıyla baş başa kaldın! Geçen bahar çekimlerine başlamıştın değil mi? ‘Dream’ dışında sırada başka hangi projeler var?

IU: Kendimin biraz daha rahatlamış halini göstermek istiyorum. Hayranlarıma her zaman "Uaena'ların hobisi olmak istiyorum" derim. Benim akışım bu (işleri böyle yapıyorum) ve bugünlerde de ister albüm ister başka işler olsun, soluk soluğa hikayelerden çok içimizi rahatlatan sıcacık hikayeler anlatmak istiyorum.


Çeviri: iuforia

Kaynak: IUteamstarcandy

 

34 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page