top of page
Yazarın fotoğrafıIU TEAM TURKEY

[211028] Elle Kore Dergisi – IU ile Röportaj



“Gucci hissediyorum”un anlamı şu an çok mutluyum demek. Bugün böyle hissettiğin bir an oldu mu?

IU: Çekimin tarzı ve ölçüsü tam bana göreydi, bu yüzden kendime güvenerek poz verebildim. Kendimi bekar kalmak isteyen, sessiz bir kişiliğe sahip ve ata binmeyi çok seven bir hanımefendi olarak hayal ettim (gülüyor).

“Broker” filminin çekimlerinin bittiğini ve “Dream”in denizaşırı çekimlerinin seneye ertelendiğini duydum. Bir müzisyen olarak, şüphesiz inisiyatifi ele alıyorsun ama bir aktris olarak, kendini isteyerek (film projesi için) bir kaynak olarak sunuyorsun hissine kapıldım.

IU: Albüm yapımcılığına başladığımdan beri kendi başına hikâyeler anlatan biri oldum. Bence yapımcı, söz yazarı ve icracı rollerini üstlenmek bana kendimi bağımsız olarak ifade etme özgürlüğünden faydalanmamı sağlıyor. Ancak aynı zamanda bunun dezavantajı, kendimden bir şey ortaya çıkarmanın benim için zor olmasıdır. Öte yandan, bir aktris olarak rolüm nispeten daha tanımlı. Yönetmen ve diğer oyuncularla fikir alışverişinde bulunduğum zamanlarda, başıma beklenmedik talih kuşları vurduğu oldu. Her iki rol de beni hep farklı şekillerde canlandırıp zorluyor.



Hazır yeteneklerinin ölçeğinden bahsetmişken, bir zamanlar “üç aşamalı yüksek nota” seni tanımlardı. Hâlâ vokal becerilerini geliştirmek için uğraşıyor musun?

IU: 5. ful albümüm LILAC için hazırlanırken bu yönü gözden kaçırmamaya dikkat ettim. Bir noktadan sonra, vokal becerilerimden çok, bir mesaj iletmeye odaklandığımı fark ettim. Bir şarkıcı olarak vokallerimin üzerine çalışmanın tabii bir şey olduğunu düşünüp, her bir şarkıyı birçok kez söylemeyi denedim ve üzerlerine çok düşündüm. Kimliğimi kaybetmeden, çeşitli türler denemeyi planlıyorum. Dinleyiciler için olmasıyla beraber, benim de sıkılmadan müzik yapmaya devam edebilmem için gereken bir şey.

Ben IU’nun müziğini dinlemekten sıkılacağımızı hiç sanmıyorum doğrusu (gülüyor). Kariyerinde kesin bir dönüm noktası oldu mu?

IU: 25 yaşımda “Palette”i yayınladığım zamandı. O zaman ilk defa kolayca kenara atılamayacak biri olduğumu hissettim. Şarkıcı IU’nun bulunduğu seviye için bir sınav olduğunu ve gelecek seviyeye geçme hakkı kazandığımı düşünüyorum.


Bundan sınav olarak bahsettin, daha önce değerlendirilmen ya da nefret alman gerektiği zamanlar olmuştu değil mi? Şu an insanların kabul ettiği ve yakın hissettiği biri olsan bile. Toplum senin için ne anlama geliyor?

IU: Benimle bu çağı birlikte yaşayan insanlar. Bir insan olarak hissettiğim duygu ve değişimleri dürüstçe yazıp paylaşmakla beraber, o yakınlık hissini doğal bir şekilde hissedebildiğimi düşünüyorum. Tabii, bununla kalbimde daha çok endişe var sanırım. Toplum yaş gruplarına göre farklı görüş ve görünüşlerle sunulur, ama bu 13 sene boyunca onların karşılarında duran bir bendim.



Yine de bu jenerasyon için IU etkisinin çılgınca olduğu kesin. Senden küçük kızlara “sorun değil, böyle yapmanıza gerek yok” diyeceğin bir şey var mı?

IU: Başkalarını tatmin etmek için çok uğraşmak. Günümüz sosyetesinde yaşarken, katı ya da küçümseyen biri olduğumuz bir zaman gelebiliyor. Ve o an başkalarından bu kadar iyilik ve ilgi alabilmek için uğraşmanın doğrusu o kadar da önemli olmadığını anlıyorsunuz. Aynı zamanda onlara kendilerini utandırmaktan o kadar korkmamalarını söylemek isterim. Öyle yaptığımdan dolayı keyfini çıkaramadığım çok şey olduğunu düşünüyorum.



20’lerinin sonundaki albümünün son şarkısı “Epilogue”da, "Hiçbir yerde olmayıp her yerde varım," sözlerin soğuk bir izlenim veriyor. Bu sözleri yazarken aklında ne tür bir dinleyici vardı?

IU: "Epilogue"da "düşündüğüm" dinleyiciler beni tamamen sevmiş insanlar, sadece bir anlık bile olsa. Bu insanlar benimle samimi hislerini bir kez bile olsa paylaşmış insanlar. Şarkı başlığının farklılığı onu biraz güçsüzleştirmiş olsa bile, Gittiğim zaman bunlar arkamda bırakmak istediğim sözler, Mektup gibi yazmak istedim, son istek gibi.* Boş veya yalnız hissettiğim zaman aklıma gelen bir şey değil. Daha çok, “tam” bir mental durumdaydım.


(*Epilog, sonsöz bölümü bir oyun veya kitabın sonunda olup neler olduğunu anlatan kısımdır. Anlamı vasiyetten biraz farklıdır.)


Bir keresinde "yalnızlık" konseptinin zıttı olmadığını söylemiştin. Henüz bir cevap bulamadın mı?

IU: Cevap her seferinde yanlışmış gibi hissediyorum. Aslında "mutluluk" kavramının yalnızlığa en uzak olan kavram olduğunu düşünürdüm ama mutlu olduğum zaman, daha çok yalnız hissettim. Peki "odak" kavramı? Odaklanmış olduğum zaman, yalnız hissettiğimi hatırlamıyorum.



Birçok insanın şarkıların ile gülmesi, ağlaması, mutlu hissetmesi ve teselli olması hakkında ne düşünüyorsun?

IU: Hiçbir şey ile değiştirilemeyecek bir madalya. Dinleyicilerimin pozitif geri bildirimleri ile motive olduğum zamanlar oldu. Ayrıca kendi duyduğum (şarkılarıma olan) haz ile motive olduğum zamanlar oldu. Bence, iki tür motivasyon birbirine çok benzer. Kişisel tatmin daha çok temel mutluluk veya başarı hissiyatı veriyor diye düşünüyorum. Geri bildirimler ise beni daha mütevazı ve objektif yapıyor.



Birçok insan duygu anlayışın ve derinliğinin kapsamını dört gözle bekliyor. Başkalarının sana karşı samimiyet dolu olması nasıl bir şey?

IU: Öyle anlarda, zayıf hissediyorum. Bazı nedenlerden dolayı, üzgün ve melankolik hissettiğim oluyor. Bu yüzden gençken bunu olumsuz bir şey olarak kabul ediyordum, beni zayıf ve üzgün yaptığından. Ama artık bununla bir sorunum yok. Başkasının samimiyetinin beni zayıf hissettirmesini ve ağlayacak gibi hissettirmesini seviyorum, ağlayabilirsem çok daha iyi olur.



Mevcut K-pop sahnesinde güçlü görselliklerin hakimiyeti var gibi. IU'nun sanatçı olarak pozisyonunun (K-pop sahnesinde) özel olduğu söylenebilir.

IU: Etkileyici. Bizimle aynı dili konuşmayan denizaşırı kitlenin bakış açısından, inanılmaz performanslı konserleri tercih etmesi doğal. Benim konserlerim ağırlıklı olarak sesim ve anlatımımdan oluşuyor, dolayısıyla ekibim ile denizaşırı konser kitlesinin büyümesinden ve konser alanının genişlemesinden gurur duyuyoruz. Kitlemin, Korece öğrenmek ve şarkı sözlerimi anlamak için gösterdiği çaba beni çok etkiliyor.



Müziğinde sana yardımcı olan, güvendiğin ve birlikte çalıştığın insanlar, yetenek dışında, hangi niteliklere sahip?

IU: Yapımcı Lee Jong Hoon en yakın arkadaşlarımdan biri ve 15 yaşımdan beri, düşünme şeklimde ve değerlerimde büyük etkisi olan biri, bu yüzden örnek olarak onu vereceğim. İster geçmişte ister günümüzde, her buluştuğumuzda, stüdyoda önümüzde lezzetli yiyeceklerle oturur ve şundan bundan konuşuruz, ta ki konuşacak başka bir şeyimiz kalmayana kadar ve ancak o zaman bir şeyler yapmaya başlarız. Değersiz fikirlerden ya da anlamsız “saçmalıklardan” utanç duymuyoruz. Sanırım bu, uzun süre birlikte çalıştığım herkes için doğru olan bir şey. İş hakkında konuşmanın yanı sıra, onlarla konuşmak istediğim birçok şey var. Çok çekici insanlar.



[IU’nun Ev Kuşu Sinyali 2 (Kim Eana), 2. Bölüm

IU: “Çok fazla insan olduğu için, eminim benim hakkımda yanlış fikirlere sahip insanlar vardır. Ama bu insanlardan (beni sevenlerden) beni bilen çok sayıda insan var. Bazı meseleler söz konusu olduğunda düşüncelerim ne kadar karmaşık olsa da diğer insanların da karmaşık düşünceleri vardır. İnsanlar bu kadar basit düşünmüyorlar (saf/tek boyutlu varlıklar değiller). Örneğin, insanlar birini sevdiklerinde, o kişiyi sadece nezaketi veya zekâsı veya aklı için (o kişinin sadece bir yönünü) sevmezler. Herkes karmaşık (üç boyutlu) birini/bir şeyi tanıyacak kadar karmaşıktır (üç boyutlu).”]

IU’nun Ev Kuşu Sinyali 2’de, söz yazarı Kim Eana ile “diğer insanlar (hayranlar) benim kadar karmaşık ve üç boyutlu” hakkındaki konuşman unutulmazdı. Böyle düşünmeye ne zaman başladın?

IU: “Çünkü ben kendi başıma üç boyutlu ve karmaşık biriyim (zaten). Beni iyi anlayan insanların çoğu da bunu kabul etti.* Bu insanlarla karşı karşıya gelince daha az bunaltıcı** hissettiğim için, onlara bakmak için ve onların yaptığı gibi (üç boyutlu bir bakış açısından) (üç boyutlu varlıkları) anlamaya çalışmak için çok çalışıyorum. (IU kendine soruyor) ‘Diğerleri de benim kadar derin düşünüyor. Neden onların ne düşündüğünü de düşünüyorsun (-um)?’ *** Eğer böyle düşünürsem, kızacak daha az meselem ve daha az beklentim olur. O kişinin yargısına da inanırım.****”

(*Burada geçen “insanlar” derken üç boyutlu ve karmaşık olanlara atıfta bulunur. Başkasını tanımak için üç boyutlu olmak gerekir.

**Orijinal ifadenin tam olarak çevirisi “daha kolay nefes almak”tır. IU, bu insanlar onu iyi anladıkları için, eylemi/sözleri hakkında yanlış yorumlayacakları/yanlış fikirlere kapılacakları konusunda her zaman endişelenmesine gerek olmadığını söylemeye çalışıyor. Onlarla birlikteyken, konfor alanındadır. (Buna bir örnek, fankafe’de düşüncelerini gelişigüzel paylaşması olurdu 😆)

***IU, bu insanların düşündüğü kadar tek boyutlu olmadığı konusunda kendine güvence vermeye çalışıyor. Üç boyutlu oldukları için, onun kadar uzak ve karmaşık düşünürler, bu yüzden ne tür “tek boyutlu”düşüncelere sahip olabileceklerini tahmin etmek şöyle dursun, hiçbir şey için endişelenmenize gerek yoktur.

****Diğer insanların yanlış yorumlayabileceği şeyler hakkında yargı. Yargılar, karar vermesi gereken şeyleri de içerebilir. Bu insanlar muhtemelen onun gibi belirli bir karara/seçime varmadan önce düşünebileceği her şeyi de dikkate alırlar. Ivır zıvırı düşünen, belirli bir karara varmak için bazı konuların artılarını ve eksilerini tartan tek kişi o değil.



Başkalarından gerçekten derin bir ilgi ve sevgi gördüğün bir zamanı tanımlayacak olsaydın?

IU: Bazen konserlerim 5 saat sürüyor. Seyircilerin şarkı isteklerini alıp söylediğimde buna bis diyoruz. Seyirciler o kadar kibar ki, biraz abartırsam, kesmenin (şarkıyı) sorun olmadığını bağırarak söylüyorlar. “Şimdi şarkı söylemeyi bırakmak sorun değil,” “çok çalıştın” diyorlar. O anlarda, seyirciler arasında oturan insanların duygularının tam olarak nasıl olduğunu merak ederdim. Beni destekleseler, sevseler ve sahnede duran benimle gurur duysalar da benim için üzülüyorlar, benim için endişeleniyorlar ve çok zorlu bir savaşa çıkmamamı diliyorlar… Bunların hepsini hissediyorum. Duyguları için minnettarım, bu yüzden daha çok çalışıyorum. Konserimi tamamladığımda, insanlığa olan sevgimle dolu olmaktan kendimi alamıyorum.



Tıpkı 20 yaşında söylediğin “Spring of a Twenty Year Old”daki sözler gibi, yaşlandıkça sadece masum duygular hissetmeye devam etmek zor oluyor. Ruh eşinle tanışmayı bekliyor musun?

IU: Aslında yaşlandıkça, gelecekteki aşk hayatım hakkında iyimser düşünmeye başlıyorum. Sanırım gençken daha savunmacıydım fakat şimdilerde aşk hayatıma dair nispeten daha çok beklentim mevcut. Ara sıra, her şeyi anlayan ve birbirimize güven dolu mutluluklar verebileceğimiz biriyle bir şekilde karşılaşabilseydim mükemmel olurdu diye düşündüğüm oluyor. Ama, cidden, tüm evi yakan tutkulu ve ateşli bir romantizm de iyi olurdu.



Ya bir gün insanlar IU’nun müziğini dinlemezlerse?

IU: 18 yaşımdayken, ilk defa “Nagging” ile listelerde zirveye çıktım ve hemen ardından “Good Day” de zirvedeydi. Şunu düşündüm: “Muhtemelen hayatım şu andan itibaren değişecek.” O zamandan bu yana, hayalimde bunun için kendimi adeta eğitiyorum. Çok kısa bir süre için biraz üzülürüm ama çok geçmeden bunu kabullenebilirim diye düşünüyorum. Çok kolay uyum sağlayan biri olduğum için sanki hiç şefkat duygum yok (gülüyor). “Dürüst olmak gerekirse, gerçekten uzun zamandır bana ait olmayan bir şeyi aldım*,” derken kendimi bir kez öveceğim ve sonra gidip insanların dinlediği en popüler müziklere bakacağım.


(*IU burada alçakgönüllü davranıyor ve tüm başarılarını hak etmediğini düşünüyor, yani onları izinsiz “aldı”, bu yüzden onları bırakmakta sorun yok.)



Konserlerinden birinde, “Dünyada daha az sevgi kalsa bile, umarım insanlar yaşadıkları sürece birbirlerini severler,” dediğini hatırlıyorum. Dünyaya ve insanlara olan bu beklenti ve sevgi nereden geliyor?

IU: Hayatta aldığım kusursuz bir sevgi türünden ve daha önce başkasına verdiğim sevgiden, insanların sevilmeye değer olduğuna ikna olduğumu düşünüyorum. Belki de inanmak istediğim şey budur. Birisi, insanların sevmeye değer olmadığını ve hayatın tamamen bir ceza olduğunu düşünebilir ama ben hayatımı bu kadar alaycı yaşamak istemezdim. Sevmek ve sevilmek istiyorum.



Popüler şarkın “Dear Name” akla geliyor, o zaman IU’ya göre “Lee Jieun” adı…?

IU: Güvenilir. Tıpkı benim yaşadığım gibi, (bu isme sahip bir kişinin) savaşabileceğini ve iyi bir yaşam sürebileceğini düşünüyorum.



ELLE Kore’nin online ana sayfasından sürpriz sorular


Diğer müzisyenlerle sürekli iletişim halindesin. Özellikle AKMU ve Oh My Girl gibi senden genç olan müzisyenleri kolluyorsun. Bunları yaparken aklında ne vardı?

IU: İlk olarak beni (bir sanatçı olarak) sevdikleri için çok minnettardım. Bu yüzden, onlara daha çok dikkat ettim ve gelişmelerini izledim. Öbür yandan, çok iyi insanlar ve onları izlerken bir şekilde onların hayranı da oldum. Ben çaylakken, benden büyük müzisyenlerden çok fazla sevgi ve destek gördüm ve bu da benim ilerlemem için bir motivasyon oldu. Şu ana kadar “sunbae” (kıdemli) sayılacak bir kariyerim olduğuna inanmasam bile, bu hisleri (başkalarına) aktarabilecek biri olmak istedim.



Bir Koreli olarak, IU’nun şarkı sözlerinin ne anlama geldiğini hemen anlayabilmek beni mutlu ediyor. Hiç filtresiz bir şekilde iletilen bir metnin anlamını tam olarak anladığını hissetin mi?

IU: Aklıma hemen bir şarkı geldi. Harim’in “A New Love Helps You Move On” şarkısı. Bu şarkıyı ilk dinlediğimde, işlerimi yaparken durup bunu dinlediğimi hatırlıyorum. O zamanlar daha 15 yaşındaydım ve hiç gerçekten âşık olma deneyimim olmamıştı ancak sanki 7 yıllık bir ilişkiden çıkmışım gibi içimi bir boşluk sardı. Bunun üzerine birinin, karşıdakinin hislerini anlayabilmek için onun deneyimlerini yaşamasına gerek olmadığını fark ettim.


Yaşlandıkça daha inatçı olmaya meyilli olduğumuzu söylemiştim. Nüfuzun güçlendikçe, insanların seninle açıkça konuşmasının veya sana tavsiye vermesinin zorlaşmasından endişe duyuyor musun?

IU: Benim tutumum, başkalarına karşı baskın olmamam ve birinin bana sadece zorunlu bir yanıt verip vermediğine dikkat etmem. Tamamen zıt bir görüş olsa bile, önce bir dinleyelim derim. Son zamanlarda, birisi bana telaffuzuma çeşitlilik katma niyetinde olsam bile, şarkı sözlerinin kendi yararına olduğu bir müzisyen olarak, güçlü bir ritme sahip bir şarkı için bile, sözlerin açıkça iletilmesi gerektiğini umduğunu söyledi. Yeni şarkımın kaydı ve miksajı sırasında buna dikkat ettim ve bu kişinin söylediklerinin bu şarkıya iyi uyduğunu düşünüyorum. Bir kez daha, beni önemseyen insanların mantıklı geri bildirimlerinin bu kadar önemli olduğunu hissettim.


Çeviri: Dionysiyos, maeum, yerimera

Kaynak: IUteamstarcandy


144 görüntüleme0 yorum

Comentarios


bottom of page