S. Rollerinin üstesinden gelmek senin için uzun sürmüştür, özellikle de Hotel Del Luna’dan halen daha zihninde takılıp kalan Go Cheong Myung, değil mi?
C. Haklısınız. Dizi bittiğinden beri sık sık düşünüp duruyorum ve bir türlü unutamadığım birçok replik de vardı. Hala IU noona’ya Manwolie diye hitap ederim. Onu telefonuma da ‘Manwolie’ olarak kaydettim. Garip bir şekilde, ona bu şekilde hitap etmeyi daha rahat buluyorum.
S. Kendini en çok hangi karakterine bağlı hissediyorsun?
C. Cheong Myung (Hotel Del Luna’dan) çünkü çok sevilmişti ve benim de bu karakterle çok fazla duygusal bağım vardı. Bu karakteri resmederken ve tarihi (sageuk) tonda konuşmada zor bir vakit geçirdim. Çekimlere ilk başladığımızda, yönetmen bana sordu, “Neden böyle yapıyorsun? Seçmelerde böyle değildin.” diye. Sonrasında Cheong Myung’un ilk kez görüldüğü sahneyi yaklaşık 10 kez çektik. IU noona ile sette ilk kez o zaman karşılaşmıştık, kavurucu güneşin altında… O gün yaşadığım utancı unutamadım.
S. Böyle bir durumda, özellikle de hala bir çaylak olduğun için, büyük ihtimalle -kendi hatalarından dolayı- o durumdan dolayı zincirlenmiş hissetmişsindir.
C. Evet, derinden derine kendimi bu duygularla sınırlanmış buldum. Kendime de çok kızmıştım. Neyse ki, ertesi gün o sahneyi farklı bir yerde yeniden çektik. Ayrıca bu konuyu yönetmenle ve Manwolie noona ile de birçok kez konuştum ve çekimden önce sesimin tonunu ayarladım. Elbette yayından önce bile son sonuçla tamamen tatmin olmuş ya da kendimden emin değildim. Ancak insanların yayından sonra Cheong Myungie için nasıl büyük bir ilgi ve sevgi beslediğini farkettiğim zaman kendi kendime, ‘Ah, kendime doğru yolu seçmişim.’ dedim.
Çeviri: Dionysiyos
Kaynak: https://www.esquirekorea.co.kr/article/44279
Comments